childhood's end - tr
david gilmour
‘un kendi ayakları üstünde oldukça başarılı durabilen bir müzisyen olduğunu gösteren bir diğer parça. solo çalışmaları da epey iyi ancak bu durumun en güçlü tezahürünü zaten the division bell
albümünde gayet yeterli şekilde görüyoruz.
meddle
ile the dark side of the moon
arasında sıkışıp kalmışlığın çaresizliği var obscured by clouds
‘ta tam olarak. ancak childhood's end
albümün içinden o pink floyd-esk hüznü inanılmaz kuvvetli veriyor dinleyiciye. oturduğu yere çiviliyor adeta kişiyi.
uğraşılan meselelerin, yaşanan zorlukların, vakit geçirilen kişi ve eylemlerin faniliği, lüzumsuzluğu ve sonluluğu bu. her satırında kendimizi bulduğumuz, insanlığın en kronik sorunları ile yüz yüze geldiğimiz bir şaheser bu. kimliğimizi, varoluşumuzu, amacımızı sorgulamadan edemediğimiz, bunları yaparken de geçmişe bakmadan duramadığımızı hatırlatıyor sanki, baktıkça da hüzünleniyoruz işte.
zamanın yerinde duramayışı, hiçbir şeyi iyileştiremeyişi, entropiye boyun eğmemiz, hüzünlerin de mutlulukların da bitişi bu şarkı aynı zamanda. melankoli denizinde boğulmamız fakat yüzümüzde yaşanılanların kondurduğu tatlı bir tebessüm olması her şeyin ötesinde.
tıpkı daft punk
‘ın random access memories
ile damarımıza enjekte ettiği nostalji uyuşturucusu gibi yüzümüze tokat gibi vuran, düşüncelere sevk eden, “işte gerçek müzik bu!” dedirten inanılmaz bir şarkı childhood's end
.
neyse, bu girdi de bitiyor her şey gibi.
(bkz: fragments of time) (bkz: within)