home

ilişkiler ve kadınlar üstüne ufak bir bora yorumu - tr

pandemi nedeniyle uzun süredir evde olmanın getirdiği durumdan olsa gerek birçok şey üstüne bolca düşünüp kafa yorduğum oluyor. bunların başında geçmiş ilişkiler ve genel manada kız-erkek ilişkileri geliyor tabii. the red pill meselesine biraz doluyum doğrusu, indirgemeci ve misojenik yapısından dolayı. mgtow hakkında bir iki şey okuyorum bu aralar. topluluğunu incelemesem, yani teorikte esasında pek sıcak ve sempatik gelen bir trend bu mgtow sanki fakat komünitesi aptallar ve kadın düşmanları ile dolu. özden uzaklaşıp bok atma peşinde birçoğu.

i̇lişki potansiyelinden neden uzaklaştım, emin değilim doğrusu. evlilik zaten çok uzak ve anlamsız geliyor ancak “sevgililik” hususu da inceden değerini kaybediyor gözümde. bunda biraz e…‘nin, biraz okuyup öğrendiklerimin, biraz çağdaş ilişki dinamiklerinin, biraz çok uzak kaldığım sosyal medyanın, biraz genellemek doğru olmasa da nazlı veya ne istediği belirsiz kız kafa yapısının etkisi olsa gerek.

elbette üniversiteye başlamamla değişen/olgunlaşan kafa yapısının etkisi yadsınamaz tüm bu düşüncelerde. misantropi, insan toleranssızlığım, kendime ayıracağım vakti en dolu ve kıymetli görme eğilimim üstümde etkili oldu kuşkusuz ve yine hiç şüphe yok ki bunlar değişmeyecek fikir ve düşünceler de değil. i̇leride ne olur bilemiyorum ama an itibariyle çok ilgisiz hissediyorum kendimi kız arkadaş meselesine açıkçası. birkaç gün önce yazdığım ve tyler’ın söylediği gibi, ihtiyacımız olanın bir başka kadın olup olmadığını merak ediyorum hani.

hep dediğim gibi zamana bırakmak en ideal karar. kendimi tüm bu olaylardan soyutlamış değilim ama biliyorum ki proaktif de olamayacağım hiçbir şekilde. yoruluyorum çünkü okuyucu, olmayan anlamlar bulmaya çalışmaktan, nazlardan, adım atmayan ve ne düşündüğünü-hissettiğini çözemediğim kızlardan… biliyorum, ruh eşi muhabbeti çok ama çok boktan fakat bir kere elektriğimin ve ruhumun uyuştuğu; dolaylamalara sokmayan birini arıyorum.

eh, bulana dek de mgtow gibi muhabbetler de sarmıyor değil, en kötüsünden tek olmadığını hissettiriyor insana. senin gibi düşünen ufak bir azınlığa yahut birkaç kişiye denk gelme ihtimalini arttırıyor belki de. bilmiyorum, göreceğiz işte, umarım beni de seven birileri olur ancak pek de umutlu olmayayım bu konuda.