home

mcmindfulness - tr

mcdonald’s’ın “mc”ini alıp mindfulness kavramı ile birleştiren bu satirik kavram, ekseriyetle beyaz yakalı camiasında mevcut olan ancak yavaşça çok daha kapsamlı bir hal almaya başlayan mindfulness merakı sonucu oluşan talebe karşılık gelişen mindfulness ürünlerinin -uygulamalar, kitaplar, podcastler vb.- samimiyetsizliğine, özünden uzaklaşmışlığına istinaden uydurulmuş yeni bir kelime.

öncelikle mindfulness’ın ne olduğunu anlamak gerekiyor, uzun uzun anlatmayacağım ancak epey indirgemeci şekilde özetleyecek olursak; budizm orijinli, durum ne olursa olsun “an”da olmayı, onunla barışık olmayı ve onu kabullenmeyi “öğütleyen”, kısmen stoa öğretileri içeren, türkçe’ye bilinçli farkındalık şeklinde çevrilmiş bir anlayış biçimi esasında.

haliyle mindfulness, gayet faydalı ve tıbbi olarak da sıkça tavsiye edilen bir mefhum lakin hemen hemen son yüz yılda değişen abd endeksli tüketim anlayışı nedeniyle de bu güzel mantalite gerçek anlamını ve özünü yitirmekte, insanların zayıf yönlerini ustaca ayıklayan şirketler ve insanlar tarafından suistimal edilmekte. bu durumu biraz daha irdeleyelim şimdi.

öncelikle hemen aşağıdaki şu iki grafiğe bakalım. bunlar google’ın ngram viewer servisinden. taranmış milyonlarca kitaptan derledikleri ile belli kelimelerin ne oranda tekrarladığının bilgisini veren epey kullanışlı bir araç bu ngram viewer. mindful ve mindfulness kavramlarının 2000 yılı sonrası yükselişleri kuşkusuz tesadüfle açıklanabilecek bir durum değil ama tek başına bir şey de ifade etmiyor elbette ama biz devam edelim.

yazının başında dediğim gibi bu farkındalık kelimesini birçok farklı davranışın önüne getirip yaratılmış bir sektör doğmuş vaziyette özellikle amerika’da. “mindful reading, mindful cooking, mindful eating, mindful studying” derken gelinen durumsa mindful kelimesinin esas anlamını yitirmesine ve kişinin kendi yolcuğunda rehber olarak düşündüğü bu tip tüketimlerden istediğini bulamamasına yol açmakta. iyi niyetli gözüken tüm bu girişimler yükselen bir furyada yer alma isteğinin banal bir tezahüründen başka bir şey olmaktan öteye de geçememekte maalesef. bu linkten bizzat kendi gözlerinizle görebilirsiniz durumun vahametini ve insanın çözüm arayışının nasıl da sömürülmeye açık olduğunu. üstelik kavram, yapısı gereği bir iç mücadele içermekte, dış kaynaklardan gelecek bilgi akışını olabildiğince anlamsız kılan bir dinamikte. durumun hipokratik tarafını da bu oluşturuyor tabii.

mcmindfulness; bir hayat tarzı sunuyor, kimlik vaadediyor insanlara. geçmişte çok daha büyük rolü olan aldatıcı guruların, şarlatanların, falcıların seviyesine indirmek istemiyorum ama bu pseudoscience süslü trendler, öğretilerin geri döndürülemeyecek şekilde yanlış anlaşılmasına neden oluyor ve belki birçok fayda görecek meraklıları hayal kırıklığına uğramakla, kitaplara ve uygulama aboneliklerine para yatırdığı ile kalıyor.

uygulama dedim, biraz da o tarafı incelemek istiyorum. bu uygulama ve pratiklerin yoğun şekilde teknoloji şirketlerinde denendiği ve öğretilmeye çalışıldığı bir gerçek. çarkın yarattığı modern zaman stresi ile yine çarkın sunduğu çözümlerle baş etmeye çalışılıyor yani. bu da yarım yamalak, ne olduğu belirsiz, spekülasyona ve yanlış kullanıma açık, ortak bir malzeme havuzu oluşturuyor kısaca.

hemen aşağıdaki imajda da mevzubahis sektörle ilgili önemli bilgiler görüyoruz. meditasyon uygulamaları veya benzer eksenli girişimler son yıllarda inkar edilemez bir yükselişte. işin ilginç yanı bu furyaya budizm’in esas vatanı hindistan gibi ülkelerdeki insanlar da epey ilgi gösteriyor. bunların tümüyle anlamsız ve faydasız olduğunu söylemiyor mcmindfulness fakat doğduğu şeklinden de zararlı şekilde uzaklaştığını beyân ediyor.

bu uygulamaların market değeri milyonlarca doları buluyor fakat sorun da yine bizzat bu uygulamaların işleyiş mantığında doğuyor. bunlar, size 10 dakikalık bir meditasyon seansı, rahatlama müziği vesaire sunmaktan öteye geçemiyor yahut “abc’nin 50 mindful yolu” gibi değersiz içerikler sunmaktan farklı bir şey yapamıyor. yani insanın hayatına bilumum şekilde entegre olması gereken bu “anlayış”, gün içinde yarım saatlik bir vakit ayırma ile gerçekleşmiyor. zaten doğasına aykırı, metodolojisi bu şekilde işlemiyor.

neyse, umalım ki bu kadar saf ve iyi niyetli bir anlayış daha da endüstrize edilmeden peşi bırakılır ve sağlıklı şekilde kullanılmaya başlanır çünkü insanlığın şu devirde en çok ihtiyacı olan kavramlardan biri olan mindfulness’ın şimdiki durumu içler acısı gözüküyor.